Kapadokya Tarihi

Kapadokya Tarihi

Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağıve Göllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bölgedir.

Kapadokya adı en eski M.Ö. 6. yüzyılda Pers kaynaklarında görülür. Katpatuka olarak geçen bu ismin kaynağı belirsizdir. Bazı uzmanlar Luvi dilinde “Alçak Ülke” anlamına geldiğini öne sürmüşlerdir. Ama daha sonraki araştırmalar “aşağı, aşağıda” anlamına gelen “katta” zarfının Hititçe olduğunu, Luvi karşılığının ise “zanta” olduğunu göstermektedir.

Persçe “İyi Atlar Ülkesi” geldiği söylense de Fotoğraf Sanatçısı Ozan Sağdıç, 12 Eylül döneminde generallerin Kapadokya ismini Yunanca olduğu için yasaklayacaklarını öğrenince bu deyimi uydurduğunu açıklamıştır. Ayrıca Pers dilinde “iyi atlar ülkesi” anlamına gelen kelime “Huv-aspa” diye geçer.

İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler‘in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu‘nun baskısından kaçan Hristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.

Coğrafyacı Strabo, Roma İmparatoru Agustus döneminde yazılan ”Geographika” (Coğrafya-Anadolu XII. XIII, XIV) adlı kitabında Kapadokya’nın sınırlarından da bahseder. Bu tarife göre Kapadokya, güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Karadeniz’ e kadar uzanmaktaydı. Günümüzde ise, Kapadokya olarak adlandırılan bölge, coğrafi oluşumlarının 250 km²lik bir alanda yoğunlaşmış, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir. En çok ziyaret edilen bölgeler ise; Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara’ dır.

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine evler, kiliseler ve manastırlar oymuş bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu‘nun da önemli kavşaklarından biridir.

MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu‘nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asurve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer.

MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya’da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. MS 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma’nın bir eyaleti olur.

MS 3. yüzyılda Kapadokya’ya Hristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.

4. yüzyıl, daha sonra “Kapadokya’nın Babaları” olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon’un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklazm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.

Yine bu dönemlerde, Anadolu‘nun Ermenistan‘dan Kapadokya’ya kadar olan Hristiyan bölgelerine Arapakınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçuklu Hanedanının eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya’yı terk ettiler.


Yazar: EfuLim

Görüntüleme: 94 defa

Kategori: chat, Coğrafya, Genel, gündem, Haber, muhabbet, sohbet, Tarih

Yayınlanma Tarihi: 10 Ağustos 2023

4 Yorumlar
aSk

Emeklerine sağlık..


Noble

Eline sağlık


ELif

Çok güzel bir yer, iki kez gittim ve cok sevdim, yüreğine sağlık EfuLim ♡


KaLp

Gidip gorulesi yerlerden biri daha. Aslinda kayseriye yakin belkide gorme firsatim olur o yuzden umutluyum 😂❤️ kalemine saglik canim


Cevap bırakın

radyo dinle Türkiye'nin en iyi radyosunu sende hemen dinle.

Ses 50